Soyut Sanata II. Soyut Sanat III. Soyut Sanatın Değişik Stilleri IV. Meşhur Soyut Sanatçılar V. Soyut Sanat Iyi mi Takdir Edilir VI. Soyut Sanat Nereden Alınır VII. Soyut Sanat Toplamanın Yararları VIII. Soyut Sanatla Iyi mi Dekorasyon Yapılır Soyut Sanat Hakkındaki Sıkça Sorulan Sorular X. Hususiyet Tarif Soyut sanat Tanımlanabilir nesneleri ya da sahneleri tasvir etmeyen sanat Renk uyumu Beraber iyi çalışan renklerin kullanması Kromatik Renklerle alakalı ya da renklere haiz Orkestra Beraber çalan büyük bir şarkıcı grubu Senfoni Orkestra için uzun ve ciddi bir müzik parçası II. Soyut Sanat Soyut sanat, kökleri 20. yüzyılın başlarına dayanan nispeten yeni bir sanat biçimidir. Soyut sanattaki ilk büyük hareket, 1910’larda Pablo Picasso ve Georges Braque tarafınca öncülük edilen Kübizm’di. Kübizm, sanatta nesnelerin geleneksel temsilini yıktı ve bunun yerine nesneleri çoklu perspektiflerden tasvir etmeye odaklandı. Bu, nesnelerin geometrik şekiller ve formlar olarak tasvir edilmiş olduğu daha soyut bir sanat tarzının gelişmesine yol açtı. […]
Neoklasik mimari, antik Yunan ve Roma’nın klasik mimarisinden esin alan bir mimari tarzıdır. 18. yüzyılda Barok ve Rokoko dönemlerinin süslü ve abartılı stillerine karşı bir reaksiyon olarak ortaya çıkmıştır. Neoklasik mimari, sadeliği, simetrisi ve klasik düzenlerin kullanımıyla karakterize edilir. II. Neoklasik Mimarlık Neoklasik mimari ilk başlarda 18. yüzyılda Barok ve Rokoko dönemlerinin süslü ve abartılı stillerine karşı bir reaksiyon olarak ortaya çıktı. Mimarlar esinlenmek için antik Yunan ve Roma’nın klasik mimarisine bakmaya başladılar ve bayağı, bakışımlı ve klasik düzenlere dayanan binalar yarattılar. Neoklasik mimarinin ilk büyük örneği, 16. yüzyılın başlarında Andrea Palladio tarafınca tasarlanan Villa Capra, öteki adıyla Villa Rotonda’dır. Villa Rotonda, merkezi bir rotundaya haiz bakışımlı bir villadır ve Roma’daki Vesta Tapınağı’nın tasarımına dayanmaktadır. Neoklasik mimari 18. yüzyılda giderek daha popüler hale geldi ve saraylar, kiliseler ve amme binaları dahil olmak suretiyle fazlaca muhtelif binalarda kullanıldı. En meşhur neoklasik binalardan bazıları Washington, DC’deki Beyaz Saray, Londra’daki British Museum ve […]
Bizans İmparatorluğu, 4. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar gelişen bir Hristiyan imparatorluğuydu. Bu zamanda, dinsel tören lambaları mukaddes mekanları aydınlatmada ve dini törenlerin gerçekleştirilmesinde mühim bir rol oynuyordu. Bu yazı Bizans dinsel tören lambalarının zamanı, türleri, malzemeleri, sembolleri ve önemi hakkındaki genel bir bakış sunmaktadır. Ek olarak Bizans dinsel tören lambalarının nereden satın alınacağı, iyi mi bakılacağı ve sık sorulan soruların yanıtları hakkındaki data ihtiva eder. Bizans dinsel tören lambaları Bizans İmparatorluğu’nda dinsel tören lambalarının en erken kanıtı MS 4. yüzyıla kadar uzanıyor. Bu lambalar metal yahut camdan yapılmıştı ve çoğu zaman Hristiyan sembolleriyle süslenmişti. Kiliseleri ve öteki mukaddes alanları aydınlatmak için kullanılıyorlardı ve ek olarak dini törenlerde de rol oynuyorlardı. MS 5. yüzyılda Bizans dinsel tören lambaları daha heybetli ve süslü hale geldi. Çoğu zaman altın yahut gümüşten yapılır ve kıymetli taşlarla süslenirdi. Bu lambalar Allah’yı yüceltmek ve yakarma edenlere dünyayı aydınlatan tanrısal ışığı hatırlatmak için kullanılırdı. MS 6. yüzyılda […]
Ortaçağ el yazmaları geçmiş hakkındaki kıymetli bir informasyon deposudur. Tarih ve edebiyattan bilim ve sanata kadar fazlaca muhtelif mevzularda varlıklı bir informasyon birikimi ihtiva ederler. Ek olarak, ortaçağ el yazmaları çoğu zaman güzel bir halde aydınlatılmıştır ve bu da onları kendi başlarına bir sanat eseri haline getirir. Ne yazık ki, birçok ortaçağ el yazması zaman içinde kaybolmuş yahut hasar görmüştür. Sadece, akademisyenlerin ve arşivcilerin çabaları yardımıyla, bu el yazmalarının büyük bir bölümü korunmuştur ve artık incelenmeye açıktır. Ortaçağ el yazmalarını korumak için en mühim yollardan biri onları yazıya dökmektir. Yazıya dökme, bir el yazmasının elle kopyalanması işlemidir. Bu muamele, özgün metnin kaybolmamasını yahut zarar görmemesini sağlamaya destek verir. Ek olarak, yazıya dökme, ortaçağ el yazmalarının akademisyenler ve araştırmacılar için daha erişilebilir bulunmasına destek olabilir. Ortaçağ el yazmalarının yazıya geçirilmesi vakit alıcı ve zahmetli bir süreçtir. Sadece, bu mühim zamanı belgelerin gelecek nesiller için korunmasını sağlamaya destek olan yaşamsal bir görevdir. […]
Neoklasik mimari, antik Yunan ve Roma’nın klasik mimarisinden esin alan bir mimari tarzıdır. 18. yüzyılda Barok ve Rokoko dönemlerinin süslü ve abartılı stillerine karşı bir reaksiyon olarak ortaya çıkmıştır. Neoklasik mimari, sadeliği, simetrisi ve klasik düzenlerin kullanımıyla karakterize edilir. II. Neoklasik Mimarlık Neoklasik mimari İlk olarak 18. yüzyılda Barok ve Rokoko dönemlerinin süslü ve abartılı stillerine karşı bir reaksiyon olarak ortaya çıktı. Mimarlar esinlenmek için antik Yunan ve Roma’nın klasik mimarisine bakmaya başladılar ve bayağı, bakışımlı ve klasik düzenlere dayanan binalar yarattılar. Neoklasik mimarinin ilk büyük örneği, 16. yüzyılın başlarında Andrea Palladio tarafınca tasarlanan Villa Capra, öteki adıyla Villa Rotonda’dır. Villa Rotonda, merkezi bir rotundaya haiz bakışımlı bir villadır ve Roma’daki Vesta Tapınağı’nın tasarımına dayanmaktadır. Neoklasik mimari 18. yüzyılda giderek daha popüler hale geldi ve saraylar, kiliseler ve amme binaları dahil olmak suretiyle oldukça muhtelif binalarda kullanıldı. En meşhur neoklasik binalardan bazıları Washington, DC’deki Beyaz Saray, Londra’daki British Museum ve […]
Antik sanat pigmentleri, onları yaratan medeniyetlerin zamanı ve kültürü hakkındaki bizlere oldukça şey özetleyebilecek büyüleyici bir mevzudur. Pigmentler, boyaya renk veren malzemelerdir ve binlerce senedir sanatta kullanılmaktadır. Antik sanatçılar, pigmentlerini kurmak için mineraller, bitkiler ve hayvanlar dahil olmak suretiyle muhtelif naturel malzemeler kullanmışlardır. Bu pigmentler çoğu zaman ince bir toz haline getirilir ve boya kurmak için su ya da yumurta sarısı şeklinde bir bağlayıcıyla karıştırılırdı. Antik sanatta kullanılan değişik pigment türleri, o dönemde sanatçıların erişebildiği malzemeler ve resimlerini yaratmak için kullandıkları teknikler hakkındaki bizlere oldukça şey söyleyebilir. Örnek olarak, antik Mısır sanatında lapis lazuli ve malakit şeklinde mineral pigmentlerin kullanması, bu malzemelerin uzak diyarlardan ithal edildiğini düşündürmektedir. Antik Yunan sanatında kömür ve aşı boyası şeklinde doğal pigmentlerin kullanması, bu malzemelerin bu bölgedeki sanatçılar için daha basit ulaşılabilir bulunduğunu düşündürmektedir. Pigmentler, antik sanatçıların kullandığı malzemeler ve teknikler hakkındaki informasyon sağlamanın yanı sıra, bizlere çalışmalarının sembolizmi ve anlamı hakkındaki da informasyon verebilir. […]
Olimpiyat Kehanetleri: Antik Yunan Sanatında Kehanet Kahinler antik Yunan kültürünün merkezi bir parçasıydı ve Olimpiyat Oyunları’nda mühim bir rol oynuyorlardı. Kahinlere Olimpiyat galiplerinin tarzı, oyunların zamanlaması ve hava koşulları benzer biçimde muhtelif mevzularda danışılıyordu. Antik Yunanistan’da birçok değişik bilici vardı, sadece en ünlüsü Delphi Kahini’ydi. Delphi Kahini, Parnassus Dağı’nın eteğinde bulunuyordu ve allah Apollon’un evi olduğuna inanılıyordu. Delphi’deki kahinlerin geleceği tahmin edebildiği ve Yunan dünyasının her yerinden insanoğlu tarafınca danışıldığı söyleniyordu. Kahinler çoğu zaman antik Yunan sanatında tasvir edilmiştir. Bu resimler çoğu zaman kahini bir tahtta otururken, başlangıcında bir defne çelengiyle gösterir. Çoğu zaman bir asa yahut lir meblağ ve çoğu zaman allah Apollon yahut Delphi rahibeleri benzer biçimde öteki figürlerle çevrilidir. Kahinler antik Yunan kültüründe kuvvetli bir güçtü ve Olimpiyat Oyunları’nda mühim bir rol oynuyorlardı. Resimleri antik Yunan’da kehanet ve kehanetin önemini hatırlatıyor. Hususiyet Yanıt Antik Yunan sanatı Antik Yunan sanatında kehanetler çoğunlukla tasvir edilirdi; sıklıkla kehanet yahut peygamberlik […]
Amerikan Sürrealizmi, 1930’larda ve 1940’larda ABD Birleşik Devletleri’nde gelişen bir sanat hareketiydi. Avrupa Sürrealist hareketinden etkilenmişti sadece hem de kendine has özellikler de geliştirmişti. Amerikan Sürrealistleri bilinçaltını ve rüya dünyasını keşfetmekle ilgileniyorlardı ve çalışmalarında çoğunlukla fantastik imgeler ve sembolizm kullanıyorlardı. Amerikan Sürrealizminin birtakım mühim adları içinde Salvador Dali, Max Ernst, Joan Miró ve Frida Kahlo yer alır. Bu sanatçılar en ikonik Sürrealist sanat eserlerinden kimilerini yarattılar ve eserleri günümüzde sanatçılara esin vermeye devam ediyor. Amerikan Sürrealizmi, çağdaş sanatın gelişiminde mühim bir etkiye sahipti. Geleneksel sanat türleri arasındaki sınırları yıkmaya destek oldu ve yeni anlatım biçimlerinin geliştirilmesinin önünü açtı. Amerikan Sürrealizmi, popüler kültür üstünde de derin bir etkiye sahipti ve tesiri film, müzik ve edebiyatta görülebilir. Amerikan Sürrealizmi, günümüzde de geçerliliğini sakınan canlı ve muhtelif bir sanat hareketidir. Sanatın insan durumunu keşfetme ve dünyayı görmenin yeni ve yenilikçi yollarını yaratma gücünün bir kanıtıdır. Antet Hususiyet Amerikan Sürrealizmi Rüya benzeri vizyonlar 20. […]
Rönesans Hayalleri: Sanatsal İfadelerde Rüya Benzeri Öğeler “Renaissance Reveries: Dreamlike Elements in Artistic Expressions” araması icra eden kişiler büyük olasılıkla Rönesans döneminde rüyalar ve sanat arasındaki ilişki hakkındaki informasyon bulmaya çalışıyorlardır. Rönesans sanatçılarının rüyaları çalışmalarında esin kaynağı olarak kullanma yollarını öğrenmekle ilgileniyor olabilirler yahut Rönesans sanatında rüya benzeri imgelere dair örnekler arıyor olabilirler. Ek olarak, rüyaların Rönesans kültüründeki rolünü daha genel hatlarıyla öğrenmekle ilgileniyor olabilirler. Rönesans, büyük bir sanatla alakalı ve entelektüel büyüme dönemiydi ve rüyalar birçok Rönesans sanatçısı ve düşünürünün çalışmalarında mühim bir rol oynadı. Rüyalar tanrısal olana ulaşmanın bir yolu olarak görülüyordu ve çoğunlukla aşk, yitik ve ölümlülük temalarını keşfetmek için kullanılıyordu. Rönesans sanatında rüya benzeri imgelerin en meşhur örneklerinden bazıları Hieronymus Bosch’un resimleri, Michelangelo’nun heykelleri ve Claudio Monteverdi’nin müziğidir. Bosch’un resimleri, direkt bir rüyadan gelmiş benzer biçimde gözüken fantastik yaratıklar ve manzaralarla doludur, Michelangelo’nun heykelleri ise insan vücudunun güzelliğini ve enerjisini hem realist bununla beraber uhrevi bir […]
Pop Art Benzetmeleri: Canlı Görsellerle Ifade edilen Hikayeler Pop Art Parables isminde bir kitaptır Andy Warhol Canlı görseller kullanarak hikayeler özetleyen. 1967 senesinde piyasaya sürülen kitap, Pop Art’ın temel eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Kitaptaki öyküler fotoğraf, baskı ve heykel benzer biçimde muhtelif medya araçları kullanılarak anlatılıyor. Kitap, canlı renkler ve yürekli görsellerle dolu ve Pop Art akımının ruhunu yansıtıyor. Pop Art Benzetmeleri, Pop Art’a yahut görsel öykü anlatıcılığına alaka duyan her insanın ne olursa olsun okuması ihtiyaç duyulan bir kitap. Pop art Özellikler Kıyas Canlı görsellerle ifade edilen hikayeler Görsel öykü anlatımı Parlak renkler ve yürekli grafikler kullanır Canlı renkler Coşku ve enerji duygusu yaratır Pop sanat zamanı 1950’lerde ve 1960’larda ortaya çıktı II. Pop Art Nelerdir? Pop art, 1950’li yıllarda ABD Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’ta ortaya çıkan bir görsel sanat akımıdır. Pop art, reklam, çizgi roman ve film benzer biçimde popüler kültür imgelerini kullanarak hem ulaşılabilir bununla […]
Sanatsal Soyutlamalar: Sınırsız Yaratıcılığın Güzelliği “Artful Abstractions: The Beauty of Unfintered Creativity” araması icra eden kişiler muhtemelen soyut sanat hakkındaki informasyon arıyorlardır. Soyut sanatın zamanı, soyut sanat yaratmak için kullanılan değişik teknikler ya da soyut sanattan yorumlanabilecek değişik anlamlar hakkındaki daha çok informasyon edinmekle ilgileniyor olabilirler. Ek olarak kendi yaratıcı projeleri için esin arıyor olabilirler. Soyut sanat, reel hayattaki nesneleri temsil etmeye çalışmayan bir sanat türüdür. Bunun yerine, soyut sanat, muayyen bir mevzuyu tasvir etmekten oldukca sanatçının hisleri ve duygularıyla alakalı bir sanat eseri yaratmak için şekiller, renkler ve çizgiler kullanır. Soyut sanat, Pablo Picasso ve Georges Braque benzer biçimde sanatçıların etraflarındaki dünyayı temsil etmenin yeni yollarını denemeye başladığı 20. yüzyılın başlarına kadar uzanıyor. Bu sanatçılar, sanatın realist olması gerektiği yönündeki geleneksel düşünceyi reddettiler ve bunun yerine daha anlatım edici ve şahsi sanat eserleri yaratmaya çalıştılar. Soyut sanat o zamandan beri sanat dünyasında mühim bir hareket halini aldı ve artık […]
Neo-ekspresyonizm, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başlangıcında ortaya çıkan bir 20. çağ sanat hareketidir. Yürekli renkler, etkisinde bırakan fırça darbeleri ve figüratif imgeler kullanımıyla karakterize edilir. Neo-ekspresyonizm çoğu zaman 1960’lar ve 1970’lerin kavramsal sanatına ve Minimalizmine bir reaksiyon olarak görülür. Neo-ekspresyonizm, 1980’lerin Alman sanat sahnesiyle yakından ilişkilidir ve hareketin biri olan sanatçılarının bir çok Alman’dı. Sadece neo-ekspresyonizm, ABD Birleşik Devletleri, İtalya ve İspanya dahil olmak suretiyle öteki ülkelerdeki sanat üstünde de mühim bir etkiye sahipti. Neo-ekspresyonizm çoğunlukla figüratif resmin yine canlanması olarak görülür ve birçok neo-ekspresyonist sanatçı, Pablo Picasso, Edvard Munch ve Emil Nolde benzer biçimde 20. yüzyılın başlarındaki ustaların faaliyetlerinden esin alır. Sadece neo-ekspresyonizm bununla birlikte çağdaş bir harekettir ve sanatçıları çoğunlukla eserlerini sertlik, yabancılaşma ve umutsuzluk benzer biçimde çağıl temaları keşfetmek için kullanırlar. Neo-ekspresyonizm tartışmalı bir hareket olmuştur ve eleştirmenleri onu gerici ve nihilist olmakla suçlamıştır. Sadece neo-ekspresyonizm bununla birlikte canlılığı ve romantik yoğunluğu sebebiyle de övülmüştür. Neo-ekspresyonizm, çağıl […]
Basit Olağanüstü: Gerçekçilikte Güzelliği Bulmak II. Basit Gerçekçilik Nelerdir? III. Basit Gerçekçiliğin Yararları IV. Basit Gerçekçilik Iyi mi Uygulanır V. Basit Gerçekçiliğin Eylemdeki Örnekleri VI. Basit Gerçekçiliğe Karşı Yaygın İtirazlar VII. Basit Gerçekçiliğe Yönelik İtirazların Üstesinden Iyi mi Gelinir VIII. Sıkça Sorulan Sorular X. Kaynaklar Antet Özellikler Güzellik – Naturel dünyanın güzelliği Gerçekçilik – Reel dünyadaki insanların ve nesnelerin tasviri Basit – Günlük yaşamın tasviri Sürealizm – Rüya benzeri yahut fantastik imgelerin tasviri Görsel sanatlar – Fotoğraf, heykel, fotoğrafçılık ve öteki görsel sanat biçimleri II. Basit Gerçekçilik Nelerdir? Basit gerçekçilik, dünyadaki basit, günlük şeylerde güzellik bulma pratiğidir. Dünyayı taze gözlerle görmenin ve çoğu zaman ayrım edilmeyen sıradan şeyleri takdir etmenin bir yoludur. Basit gerçekçilik, dünyadaki fena yahut çirkin şeyleri görmezden gelmekle alakalı değildir. Geleneksel olarak güzel kabul edilmeyen şeylerde bile her şeyde güzelliği bulmakla ilgilidir. Basit gerçekçilik, dünyayı ümit ve iyimserlikle görmenin bir yoludur. Kaos ve zorlukların ortasında sevinç bulmanın […]
Süslü konferans, detaylı dil ve imgelerin kullanımıyla karakterize edilen bir tür dini konuşmadır. Çoğu zaman kiliselerde ve öteki dini mekanlarda dinleyicide bir hayranlık ve şaşkınlık duygusu yaratmak için kullanılır. II. Süslü hitabet nelerdir? Süslü konferans, detaylı dil ve imgelerin kullanımıyla karakterize edilen bir tür dini konuşmadır. Çoğu zaman kiliselerde ve öteki dini mekanlarda dinleyicide bir hayranlık ve şaşkınlık duygusu yaratmak için kullanılır. süslü konferans Süslü konuşmanın Hıristiyan geleneğinde uzun bir geçmişi vardır. Vaizlerin dinleyicilerine inancın gerçeklerini iletmek için detaylı dil ve imgeler kullandığı kilisenin ilk günlerine kadar uzanabilir. Süslü hitabın özellikleri Süslü hitabet şöyle karakterize edilir: * Detaylı dil* Sahneler* Retorik araçlar* Müzikalite Süslü konferans örnekleri Süslü konferans sanatının birtakım örnekleri şunlardır: * Dağdaki Vaaz* Vahiy Kitabı* John Donne’un şiiri* Bach’ın müziği Süslü konuşmanın yararları Süslü konuşmanın birçok faydası olabilir, bunlardan bazıları şunlardır: * Dinleyicide hayranlık ve şaşkınlık duygusu yaratmaya destek olabilir.* Karmaşa fikirlerin daha anlaşılır bir halde iletilmesine destek […]